Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve aşağıda imzası bulunan 26 insan hakları ve gazetecilik örgütü 22 Ocak’ta tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’ın derhal serbest bırakılması ve bağımsız medyaya yargı tacizine son verilmesi için Türkiye’ye çağrı yaptı.

TELE 1’de 14 Ocak’ta yayımlanan programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren sözlerinin ardından Kabaş, 22 Ocak Cumartesi gece yarısı polis baskını ile İstanbul’daki evinden gözaltına alındı. Tutuklanmasına sebep olan televizyon programında Kabaş bir Çerkez atasözünden alıntı yaparak “Büyükbaş hayvan saraya girdiği zaman kral olmaz, o saray ahır olur” ifadelerini kullanmış ve eklemişti: “Çok meşhur bir söz vardır; taçlanan baş akıllanır diye, ama görüyoruz ki gerçek değil.” Kabaş’ın sözlerinin yetkililer tarafından Cumhurbaşkanına hakaret olarak algılanmasının ardından hakkında soruşturma açıldı. Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, suçlu bulunması halinde sanık için bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörüyor.

Programın yayımlanmasının ardından pek çok siyasetçi ve hükümet yetkilisi Kabaş’ın ifadelerini kınadı. Tepki gösterenler arasında yer alan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Kabaş’ın ifade işlemleri sürerken, Kabaş’ın sözlerinin “haset ve nefretten doğan hadsiz ve hukuksuz ifadeler” olduğunu ve “adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacağını” belirten bir açıklama yaptı. Gül’ün açıklamasının ardından aynı Kabaş “cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ile tutuklandı.

Kabaş’ın avukatı 26 Ocak’ta verdikleri tutukluluğa itiraz dilekçesinin mahkeme tarafından reddedildiğini açıkladı. Kabaş’ın avukatı ayrıca, Kabaş’ın sorgusu sırasında Gül’ün açıklamalarıyla yargıyı etkilemeye teşebbüs ettiğini öne sürerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesince garanti altına alınan “adil yargılanma hakkının” ihlal edildiğini söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Ekim 2021’de açıklanan Vedat Şorli kararı, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan cumhurbaşkanına hakaret suçunun ifade özgürlüğü ile uyumsuz olduğunu belirtti. Yüksek mahkeme, ayrıca Facebook’ta Erdoğan hakkından eleştirel içerik paylaşan bir kişinin gözaltına alınmasının veya ona hapis ceza verilmesinin hukuki bir dayanağı olamayacağına kanaat getirdi.

Kabaş’ın tutuklanması öncesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin Kabaş’ın sözleri nedeniyle TELE 1’e soruşturma başlatıldığını açıkladı. 24 Ocak’ta yapılan üst kurul toplantısında TELE 1’e yıllık reklam gelirinin %5’i oranında idari para cezası ve beş kez program durdurma cezası verildi. RTÜK’ü TELE 1’e yapılan soruşturma sebebiyle eleştiren gazeteci Uğur Dündar’ın eleştirileri sebebiyle de kanala %3 daha idari para cezası verildi.

Gazeteci Alican Uludağ ise, Kabaş’ın tutukluluk kararını veren hâkimin 2020’de Osman Kavala’nın tutukluluk kararını veren aynı hâkim olduğunu ortaya çıkararak haberleştirmesinin ardından Twitter’da ölüm tehditleri aldı.

Bu gelişmeler ışığında, aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak;

  • Sedef Kabaş’ın ve tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını,
  • Alican Uludağ’ın aldığı ölüm tehditleri hakkında tam kapsamlı bir soruşturma yürütülmesini ve gazetecinin güvenliğinin ve korunmasının yetkililerce sağlanmasını,
  • RTÜK’ün TELE 1’e verdiği yayın yasağı ve para cezalarının geri çekilmesini ve kurumun bağımsız yayın kuruluşlarına yönelik taraflı ve ayrımcı tutumuna bir son vermesini talep ediyoruz.

İmzacılar:

International Press Institute (IPI)
Association of European Journalists (AEJ)
Articolo 21
Cartoonists Rights Network International (CRNI)
Committee to Protect Journalists (CPJ)
Danish PEN
English PEN
European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF)
European Federation of Journalists (EFJ)
Freedom House
German PEN
Index on Censorship
International Federation of Journalists (IFJ)
Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa (OBCT)
PEN America
PEN Centre of Bosnia-Herzegovina
PEN International
PEN Iraq
PEN Melbourne
PEN Norway
PEN Turkey
PEN Québec
Reporters Without Borders (RSF)
San Miguel PEN
South East Europe Media Organisation (SEEMO)
Swedish PEN
WAN-IFRA