Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’yu katledilişinin 28. yıl dönümünde saygıyla anıyor.
Mumcu, 24 Ocak 1993 tarihinde arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu Ankara’daki evinin önünde öldürüldü. Suikastın sorumluluğunu, bir dizi radikal grup tarafından üstlendi. Ancak cinayetin ardındaki kişi ve gruplar asla adalete teslim edilmedi.
IPI’nin 1952’den 2000’lerin başına kadar yayınladığı aylık bülteni “IPI Report”, Mumcu’nun cinayetini Ocak 1993 sayısının ön sayfasında “Türk Trajedisi Devam Ediyor” başlığıyla ele almıştı.
Dönemin IPI Yönetim Kurulu üyesi, gazeteci Metin Toker, Mumcu’yu Türkiye’nin en iyi araştırmacı gazetecisi olarak nitelendirmiş; yolsuzluk, İslami köktencilik, uyuşturucu yeraltı dünyası ve sahte ihracat kayıtları gibi çeşitli konularda çalışan Mumcu için; “Onu susturabilmek için öldürmeye sebebi olan pek çok düşmanı vardı,” demişti.
Her ne kadar dönemin devlet yetkilileri suikastın arkasındaki gizemi çözmeyi ve failleri adalete teslim etmeyi sözü vermiş olsalar da, Mumcu cinayetinin ardındaki gizem çözülmedi. Suikastla ilgili birkaç mahkûmiyete rağmen, Mumcu cinayetinin sorumluları hiçbir zaman tam anlamıyla sorumlu tutulmadı. Bombayı hazırlayan Ferhan Özmen ile gözcülük yapan Necdet Yüksel 2005 yılında, Mumcu’nun öldürülmesinden 12 yıl sonra, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mumcu’nun aracına bombayı yerleştirdiği iddia edilen Oğuz Demir ise halen yakalanamadı.
Toker de bu cinayetin arkasındaki asıl sorumlu kişileri tespit etmenin bir sorun olacağına dikkat çekmişti: “Aslında, cinayet emrini veren örgütleri tespit etmek gerçek katilleri belirlemekten çok daha önemli.”
Oğuz Demir, 28 yıl geçmesine rağmen hiçbir zaman yakalanamadı. Demir’in yargılanmasına gıyaben devam ediliyor olsa da dava dosyasında Demir’in aktif olarak aranıp aranmadığına dair herhangi bir bilgi de yer almıyor. Yerel haberler, yerel mahkemenin Demir’in aranmasına ilişkin Cumhuriyet Savcılığı’na en son 2019’da soru sorduğunu bildiriyor. Başsavcılığın ise; bitirmeleri gereken bir iş yükü olduğu ve mahkemenin bu soruyu polise sorması gerektiği yönünde cevap verdiği belirtiliyor. Dahası, suikastın azmettiricileri de asla açığa çıkmadı.
Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan Mumcu, mesleki etik ve bağımsız gazeteciliğe bağlılığı ile biliniyordu ve bugün hala yeni nesil gazeteciler için örnek teşkil ediyor. Türkiye tarihinin en önemli araştırmacı gazetecilerinden biri olan Mumcu, Türkiye’nin çalkantılı siyasi konularını kapsamlı ve derinlemesine ele almıştı. Suikastı öncesinde, devlet yetkilileri ile PKK arasındaki iddia edilen bağlantılar üzerinde çalışıyordu.
Türk yetkilileri, bu çirkin cinayetin sorumlularını bulmalı ve adalete teslim ederek cinayetle ilgili soruşturma ve davanın tamamlanması için çalışmalıdır. Türkiye’de öldürülen tüm gazetecilerin katilleri bulunarak, cezasızlığa bir son verilmesi Türkiye demokrasisi ve medya özgürlüğünün ilerlemesi için mutlak bir adımdır.