Read in English

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), üyeleri ve gazetecileri hedef alan Cumhuriyet Davası’nın 7. duruşmasında verilen, tek tutuklu sanık Akın Atalay’ın tutukluluğunun devamı kararına üzüntüsünü dile getiriyor. Duruşma bugün Silivri Cezaevi’nin karşısındaki duruşma salonunda görüldü.

Savcı Hacı Hasan Bölükbaşı, yeni bir sav öne sürmediği esas hakkındaki mütalaasında eski iddianameyi tekrarladı. Cumhuriyet’in gazeteci ve yöneticilerinin yargılandığı davada, savcı gazetenin editoryal çizgisinin 1924’te kuruluşundan bu yana değiştiğini; Avrupa fonlarından yararlanarak bağımsızlık ilkesinden uzaklaştığını iddia etti ve bu koşullarda basın özgürlüğünden bahsedilemeyeceğini söyledi.

Suçlamalara, 502 gündür tutuklu Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı, avukat Akın Atalay cevap verdi;

“Burası Cumhuriyet gazetesi… Burada editoryal bağımsızlık vardır. Ertesi gün çıkacak gazete önceden yönetim kurulunun bilgisine ve onayına sunulmaz. Hep böyleydi; umuyor ve diliyorum ki bundan sonra da, gelecekte de böyle olur.”

İfade özgürlüğünün kapsama alanını bugünkü konuşmasında yeni baştan tanımlayan savcı Bölükbaşı, “onlarca insanın hayatını kaybettiği darbe teşebbüsü gibi trajik olayların haber edilmesinin” ifade özgürlüğü kapsamına giremeyeceğini söyledi.

Mütalaasına şu sözlerle devam etti; “Terör örgütü eylemlerinin kınanmaması bile örgütlerin lehine hizmet eder, sanıklar bu örgütlerin lehine yayın yapmış, lehe algı yaratmak faaliyetinde bulunmuştur. Yayınlar masum değerlendirilemez.”

Savcının, Avrupa Birliği fonlarından yararlandığı için gazetenin bağımsızlığını yitirdiği iddiasınaysa, Atalay, Adalet Bakanlığı personelinin Avrupa Birliği fonlarıyla aldığı eğitimleri örnek göstererek; “Türkiye’deki yargıçların çoğu insan hakları gibi fonlardan yararlanarak eğitim aldılar. Onlar bağımsızlığını yitirmiş mi oluyor?” sözlerini kullandı.

İfadesinin sonunda Atalay, “Söylenecek ve altı çizilecek tek şey kaldı; biz, gazetemizi utandıracak hiç bir şey yapmadık veya bir terör örgütünün yakınına dahi yaklaşacak bir yere kendimiz konumlandırmadık,” dedi.

Savunma avukatı Duygun Yarsuvat, müvekkili Atalay’ın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasını talep etti. “Geçen hafta iki sanığı tahliye ettiniz. Dosyaya yeni bir delil girmediğini ve o günden bu yana dramatik başka bir olayın yaşanmadığını göz önünde bulundurarak, Akın Atalay’ın aynı şekilde serbest bırakılmasını istiyoruz.”

Ara kararın verileceği 30 dakikalık aradan sonra, mahkeme Atalay’ın tutukluluğunun devamına hükmetti.

Dava 24-27 Nisan tarihlerine ertelendi. Sonraki duruşmada, dava hakkında karar verilmek üzere sanıkların ve avukatlarının nihai savunmaları dinlenecek.

IPI, davadaki “delillerin” spekülatif olduğunu ve haberleştirilen makalelerden alınarak somutlaştırılmaya çalışıldığını bir kez daha vurguluyor. Tüm sanıkların suçlamalardan aklanmasını ve sırf hukuksuz tutuklanmalarının meşrulaştırılabilmesi için suçlu bulunmamaları yönündeki çağrımızı yineliyoruz.