Önde gelen gazeteci, medya yöneticileri ve editörlerin oluşturduğu küresel bir basın özgürlüğü ağı olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni Can Dündar’a 17 Eylül günü yerel mahkemenin Türkiye’ye dönmemesi halinde ‘’kaçak’’ ilan edileceği ve mallarına el konulacağı kararını şiddetle kınadı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kapalı görülen duruşmada, şu anda Almanya’da yaşayan Dündar’a, yargılandığı mahkemeye şahsen gelerek rapor vermesi için 15 gün süre verildi.

Dündar, 2015’te Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) tırlarıyla Suriye’ye silah taşındığı iddiasıyla ilgili haber yaptıktan sonra casusluk ve devlet sırlarını ifşa etmek gibi çeşitli suçlamalardan yargılanıyor.

Davada bir sonraki duruşmanın asıl tarihi 18 Şubat 2021 olmasına rağmen, Dündar, mahkemenin son dakika kararı ile duruşmayı 17 Eylül’e aldığını ve bu duruşmada kendisinin 15 gün içinde Türkiye’ye dönmediği takdirde “kaçak” ilan edileceği kararı alındığını sosyal medya hesabından bildirdi. Yeni karar ile bir sonraki duruşma ise 14 Ekim 2020’de yapılacak.

Duruşmadan çıkan son karar ile ilgili IPI’a konuşan Dündar: “Yazdığım haber yalanlanmadı, tersine doğru olduğu ortaya çıktı; ama o günden beri, ömür boyu hapis talebiyle yargılanıyorum, tutuklandım, hapis yattım, kurşunlandım, sürgüne gitmek zorunda kaldım, eşim rehin alındı ve şimdi de evimize el konuluyor. Bir gazeteci için gerçeği savunmanın ağır bedeli bu…” dedi.

“Daha ağırını ödeyen meslektaşlarımız suikast sonucu öldürüldüler. Ama çok iyi biliyoruz ki, asıl ifade özgürlüğü mücadelesinden vazgeçersek ya da tamamen yenilirsek kaybedeceğiz. O yüzden her şeyi kaybetme pahasına gerçeği söyleme hakkımızı savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz,” diye ekledi.

IPI Direktörü Barbara Trionfi mahkemenin geçen haftaki kararıyla ilgili şunları söyledi: “Can Dündar’ın gazetecilik faaliyetinin bir sonucu olarak devam eden hukuki süreçten dolayı IPI olarak büyük endişe içindeyiz. Dündar’ın hakları bu süreçte defalarca ihlal edildi: en başta hakkında dava açıldı, daha sonra uzun süre tutuklu yargılandı ve şimdi mahkemeye şahsen gelmezse mülküne el konmakla tehdit ediliyor.”

“Dündar, hayatı risk altında olduğu için Türkiye’den ayrıldı ve yargılamaya katılmak üzere Türkiye’ye dönmesi bu riskle yeniden yüzleşmesi anlamına geliyor. IPI, 17 Eylül kararının sorumlu yerel mahkemece derhal yeniden değerlendirilmesi çağrısı yapıyor.”

Cumhuriyet gazetesi hakkında 29 Mayıs 2015’te yayımlanan “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” başlıklı haber üzerine soruşturma başlatılmıştı. O dönemde genel yayın yönetmenliği yapan Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül, jandarmalar tarafından durdurulan ve Suriye’ye kaçak silah taşıyan MİT’e ait olduğu iddia edilen kamyonları haberleştirmişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma ile Dündar ve Gül 26 Kasım 2015’te tutuklanmıştı. Ardından Dündar’ın “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklamak”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli tutulması gereken belgelerin açıklanması” ve “terör örgütü propagandası” yapmaktan yargılamasına başlandı.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) gazetecilerin uzun süren tutuklulukları hakkında “hak ihlali” kararı vermesi üzerine, Dündar ve Gül 90 gün sonra serbest bırakıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kararın açıklanmasının ardından AYM kararını tanımadığını belirtti.

6 Mayıs 2016’daki dördüncü duruşmada, “gizli kalması gereken devlet sırlarını ifşa etmekten” Dündar 5 yıl 10 ay, Gül 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Duruşma arasında Dündar’a İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde silahlı saldırı düzenlendi. O zamandan beri Dündar kendi güvenliği için Almanya’da yaşıyor. Cezaya rağmen Dündar ve Gül temyiz başvuruları sonuçlanıncaya kadar tutuksuz yargılanıyorlar.

Yargıtay, 9 Mart 2018’de İstinaf Mahkemesi’nin Dündar ve Gül’e verdiği hapis cezalarını bozarak Dündar’ın suçlamasının “casusluk” olarak değiştirilmesi ve cezanın 5 yıl 10 aydan 15-20 yıla çıkarılması,  Gül’ün ise beraat etmesi gerektiği yönünde karar verdi. 7 Mayıs 2018’de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan yeniden yargılama süreci devam ediyor.