Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) üyeleri, 25 Mayıs 2023’te Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenen IPI Dünya Kongresi sırasında bu yıl 72. kez yapılan IPI Genel Kurulu için bir araya geldi. IPI üyeleri, Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanına ülkede bağımsız gazeteciliğe yönelik baskıyı sona erdirme ve demokrasinin temel bir unsuru olan basın özgürlüğüne saygı gösterme çağrısında bulunan kararı oy birliğiyle kabul etti.
14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin ilk turu, hükümet yanlısı yayın organlarının hâkim olduğu ve yıllardır sürmekte olan hükümet baskısı sonucunda susturulan ya da ciddi oranda bastırılan bağımsız medyanın var olmaya çalıştığı bir medya ortamında gerçekleşti.
Son yirmi yılda, Türkiye hükümeti medya sektörünün yüzde 90’ından fazlasını ele geçirdi. Bu dönemde, ülkenin kamu medyası üzerinde doğrudan kontrol ve ana akım medyanın çoğu üzerinde iktidar partisi yanlısı oligarklar ve iş insanları aracılığıyla dolaylı tahakküm kuruldu. Aynı zamanda medya kuruluşlarına hem özel hem de kamu ilan ve reklamları üzerinden baskı uygulandı.
Türkiye yetkilileri, medya sahipliğinin ciddi oranda hükümete kaydırılmasının yanı sıra, çok sayıda gazetecinin tutuklanması ve soruşturulması da dahil olmak üzere, özgür medyaya yönelik kitlesel bir baskı uyguladı. Seçimlerin ilk turu olan 14 Mayıs 2023 tarihinde Türkiye’de, Haziran 2022’de tutuklanan 31 Kürt gazeteci de dahil olmak üzere toplam 47 gazeteci tutuklu bulunuyordu. Düzenleyici kurullar rutin olarak medyayı siyasi gerekçelere dayanan para cezalarıyla hedef alıyor. Gazeteciler fiziksel saldırıya, politikacılar ve destekçilerinin trol saldırılarına ve hükümet yanlısı medyanın karalama kampanyalarına maruz kalıyor. Hükümet kısa zaman önce çevrimiçi içeriği engelleme ve sansürleme çabalarını da artırdı.
Bu taktiklerin tümü, bağımsız gazeteciliği susturmak için tasarlanmış hasmane bir ekonomik ve adli ortam yaratmakta, halkın çeşitli kaynaklardan haber ve bilgiye erişmesini engellemekte, seçimi adil bir rekabet alanı olmaktan uzaklaştırmakta ve Türkiye’nin demokrasisine ciddi ölçüde zarar vermektedir. Bağımsız gazeteciliği etkileyen bu koşulların bir sonucu olarak, Türkiye’nin son seçimleri özgür, ancak adil olmaktan uzak şeklinde değerlendirilmiştir.
Ayrıca Türkiye’de faaliyet gösteren dijital platformları ve telekomünikasyon şirketlerini, politika ve uygulamalarının fikir ve bilginin serbest akışını sınırlamamasını güvence altına almaya davet ediyoruz. Çeşitli, çoğulcu haber ve bilgiye erişim temel bir insan hakkıdır ve seçim zamanlarında kritik öneme sahiptir. 2022 tarihli Dezenformasyon Yasası, dijital platformları hükümet sansürüne suç ortağı olmaya zorlamaktadır. Bu nedenle şirketler, içerik veya bilgiye erişimin kaldırılması ya da engellenmesine yönelik tüm hükümet taleplerini geri çevirmeli ve kullanıcılarının ifade özgürlüğü haklarının yanında durmalıdır. İçeriği sansürleme veya kaldırma yalnızca mahkeme kararına tabi olmalıdır.