Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Türk-Alman gazeteci Deniz Yücel’in 11 Nisan’da görülecek davası öncesi Türk yetkililerine davanın düşürülmesi adına çağrıda bulunuyor.

Alman WELT gazetesi Türkiye muhabiri Yücel, 2017-2018 yılları arasında bir yıl boyunca Türkiye’de hapis tutulmuş, Şubat 2018’de serbest bırakıldıktan sonra Almanya’ya geri dönmüştü. Yücel, serbest kalmasına rağmen devam eden davada “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamalarıyla 18 yıla kadar hapis ile karşı karşıya bulunuyor.

IPI Türkiye Savunu Koordinatörü Caroline Stockford, Yücel’in davasının henüz bitmediğinin altını çizdi:

“Yücel’in davası, Türkiye’de süregelen basın özgürlüğü ihlalleri üzerine Avrupa’da büyük bir farkındalık yarattı. Ancak Yücel’in serbest bırakılması davanın sonlandığı anlamına gelmiyor. Tam aksine Yücel, 18 yıla kadar hapis cezası ve Türkiye’ye bir daha dönememe, Türkiye’den haber yapamama riskiyle karşı karşıya.”

Yücel, 14 Şubat 2017’de kendi isteğiyle ifade vermek için gittiği İstanbul emniyet müdürlüğünde gözaltına alınmıştı. 13 gün gözaltında tutulduktan sonra mahkemeye çıkarılan Yücel tutuklanarak iddianame olmaksızın bir yıl boyunca tecritte tutulduğu Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Yücel’in serbest bırakıldığı 20 Şubat 2018 günü sunulan 3 sayfalık iddianamede çalıştığı WELT gazetesinde bir kaç yıl önce yayınlanmış makaleler ve röportajlar suç unsuru olarak yer alıyor. Türk basın kanununa göre iki yıldan eski haberler delil olarak sunulamazken iddianame bu yazı ve haberler üzerinden gazetecinin 18 yıl hapsini talep ediyor.

IPI asılsız ve siyasi temellere dayanan bu yargılamayı şiddetle kınıyor. Yücel’in serbest bırakılmasının Alman Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyaretinin sonrasına denk gelmesi, Türk ve Alman hükümetleri arasında olası bir anlaşma üzerine spekülasyon yaratmış, son dönemde iyi ilişkileri bozulan Almanya karşısında Türkiye’nin, Yücel’i pazarlık amaçlı hapis tuttuğu şüphelerini doğurmuştu. Erdoğan, Nisan 2017’de gerçekleşen referandum öncesi bir konferansta Deniz Yücel’i “PKK’nın bir temsilcisi, bir Alman ajanı” olmakla itham etmişti.

IPI ile yaptığı bir röportajda Yücel’in avukatı Veysel Ok, Yücel’in tutuklu bulunduğu bir yıl boyunca savcının kendisi ve avukat meslektaşlarıyla görüşmekten kaçınması ve Yücel hakkında ellerinde ne gibi delil olduğunu açıklamayı reddetmesi gibi süreçteki anormallikleri paylaşmıştı. Yücel’in davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyan Ok, AİHM’in dosyaya öncelikli statü verdiğini belirtmiş fakat birkaç pilot dava üzerinden hızlı karar vererek yerel mahkemelere örnek teşkil etmesi yönünden de çağrıda bulunmuştu.

Kasım 2018’de IPI’ın Berlin’de düzenlediği panelde konuşan Deniz Yücel, Almanya gibi ülkelerin gazeteci tutuklamalarına karşı Türkiye’ye net bir tavır sergilemesi gerektiğini vurguladı:

“Ben içerideyken Alman hükümeti Türkiye tarafından ne gelirse gelsin, çok net bir tavır gösterdi. Örneğin, Mehmet Şimşek gelip Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble’den ve Alman Yatırım Bankası’ndan kredi istediğinde Schäuble‘nin cevabı şu olmuştu: ‘Deniz içeride oldukça olmaz.’ ”

Tutuklu bulunduğu sürede Almanya üzerinde yoğun bir kamuoyu baskısı oluştuğunu söyleyen Yücel, bu baskının Alman hükümeti üzerinde büyük etki yarattığını belirtti. Ayrıca kendi davasının sembolik bir davaya dönüştüğünü söyleyen Yücel, bu gibi sembolik davaların Türkiye’deki hak ihlallerine dair genel durumu kamuoyuna anlatmak açısından faydalı olduğunu vurguladı.

Yücel; “Fakat sembolik isimler üzerinden anlatılan davaların dezavantajı şu: o sembolik ismin meselesi bitince, [genel] ilgi de düşüyor,” diye ekledi.

Yücel’in tutuklu yargılanması, Türk yargısının gazetecileri henüz bir yargılama olmadan  cezalandırma pratiğinin bir diğer örneğidir. Tutuklu yargılamalar, gazetecilerin adil yargılanma hakkının ve masumiyet karinesi ilkesinin de ihlalidir.

IPI, Türk yetkililerinden Yücel’e yöneltilen suçlamaların düşürülmesini talep ederken, Avrupa hükümetlerini de Türkiye’de devam eden temel hak ve özgürlüklerin ihlallerine karşı tutumlu ve güçlü bir tavır sergilemeye çağırdı.