Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Yönetim Kurulu Başkanı Markus Spillmann bugün Nisan 2018’de verilen hapis cezalarının istinaf mahkemesinde geçtiğimiz ay onanmasının ardından Cumhuriyet gazetesi gazetecileri ve yöneticilerine İstanbul’da ziyarette bulundu.

Spillmann ve IPI Türkiye Savunu Koordinatörü Caroline Stockford bugün İstanbul’da IPI Kurul üyesi Kadri Gürsel ile birlikte Cumhuriyet davasının diğer sanıklarından Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör ve Emre İper ile görüştü. Davada sanık 14 gazeteci ve gazete yöneticisi geçtiğimiz Nisan ayında terör suçlamalarından çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.

“O zaman olduğu gibi bugün de yine bu hükmün eleştirel gazeteciliği cezalandırmak ve bağımsız medyaya saldırı amaçlı verildiğine inanıyoruz,” diyen Spillmann ekledi: “Yetkilileri daha ileri… kaçınmaya çağırıyoruz. Sadece Kadri Gürsel’in değil, diğer gazetecilerin hükümlerini de asılsız ve gayri meşru kabul ediyoruz.”

“IPI Yönetim Kurulu olarak; kurul üyemiz, Türkiye Milli Komite Başkanı ve çok değerli meslektaşımız Kadri Gürsel için tam desteğimizi yolluyoruz.”

IPI’ın beş kıtadaki 20 farklı ülkeden toplam 23 editör ve medya yöneticisinden oluşan Yönetim Kurulu, bugün aynı zamanda Gürsel ile dayanışma gösteren bir mektup yayınladı.

Şubat ayında istinaf mahkemesinin Cumhuriyet davasındaki tüm sanıkların cezalarını onaması, beş yıldan az ceza verilen sanıkları için Yargıtay yolunu tıkadı. Bu durumda Çelik, Güngmr ve İper dahil beş yıldan az cezaya mahkum edilenler tekrar hapse girmek ile yüzleşiyorlar. Beş yıldan fazla cezai hüküm verilen sanıklara ise Yargıtay’a başvuru yapma hakkı tanınıyor. Türk yasalarına göre, bir seneden az hapis cezası kalan mahkumlar ise cezaevinin iyi hal raporundan sonra denetimli serbestlik ile cezalarını tamamlama hakkı doğuyor. Bu durumun Gürsel’in cezasının bir seneden az kalması sebebiyle, Gürsel için geçerli olması bekleniyor.

Dava sanıkları ilk olarak 2016’da tutuklandı. Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından Türk hükümeti tüm siyasi ve ideolojik görüşlerden yayın yapan, eleştirel medya kurumlarına karşı amansız bir baskı ve cezai süreç başlattı. Toplu tutuklamalar ve gazeteci davaları, hükümeti eleştirenleri susturmak ve bir korku iklimi yaratmak amaçlı bir yöntem olarak kullanıldı. Gürsel, 5 Kasım 2016’da Cumhuriyet’e karşı başlatılan bir polis operasyonu sonucunda tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gürsel on ay tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi’nden 29 Eylül 2017’de serbest bırakıldı.

17 sanıktan 14’ü ideolojik açıdan çelişen çeşitli terör örgütüne yardım ve propaganda gibi suçlardan hüküm giydi. İddianamede geçen terör örgütleri arasında PKK, DHKP-C, ve hükümetin Temmuz 2016 darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bulunuyor. Hükümete göre, FETÖ Amerika’da yaşayan Gülen Cemaati’nin başındaki isim olarak da bilinen vaiz Fethullan Gülen tarafından yönetiliyor.

Nisan 2018’de verilen hükümler, savcılar tarafından herhangi bir dayanağı bulunmayan iddianameler sonucu verildi. IPI temsilcilerinin davanın son duruşmasını gözlemlemek üzere gittiği İstanbul ziyaretinden sonra Stockford dava hakkında şunları not etmişti: “Bu dava Türk anayasası, Avrupa içtihat hukuku ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nce öngörülen tarafsız, hızlı ve adil yargılanma hakkının herhangi bir garantisinden yoksun bir ortamda sürdürülmüştür.”