Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Türkiye’de eleştirel Odatv ve TELE1 için çalışan iki gazetecinin Ankara’da göz altına alınmasını kınayarak, serbest bırakılmalarını talep etti.

8 Haziran günü, Odatv Ankara bürosu haber editörü Müyesser Yıldız ile TELE1 Ankara temsilcisi İsmail Dükel evlerinden göz altına alındı. Yerel haberlere göre, Yıldız’ın Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen bir “askeri casusluk soruşturması” kapsamında göz altına alındığı öğrenilirken, Dükel’e yönelik suçlamalar henüz belirsizliğini koruyor. Odatv’nin haberine göre, Yıldız’ın evinde arama yapan polis oğlu ve eşinin bilgisayar ve telefonları dahil olmak üzere dijital materyallere el koydu.

Hükümet kontrolündeki medya kuruluşları, gazetecilerin E.B. baş harfli askeri subay ile Türkiye’nin Libya’daki askeri birlikleri üzerine bazı telefon görüşmeleri yaptığı gerekçesiyle gözaltına alındıklarını haberleştirdi. Bazı diğer kaynaklara göre, gazetecilerin telefonları savcılığın kararıyla iki ay boyunca dinlendi.

Yıldız ve Dükel iki günü aşkın süredir polis merkezinde tutuluyor ve henüz ifadeleri alınmadı. Avukatlarının belirttiğine göre, dosyaya kısıtlılık kararı verildiği gerekçesiyle dosyanın kopyası, göz altı kararı vb. bilgilere erişimi reddedildi. Savcılığın ilk açıklamasında gazetecilere 4 günlük göz altı süresi verildiği belirtildi.

IPI Direktör Yardımcısı Scott Griffen Türk yetkililerine seslenerek, Yıldız ve Dükel’in derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.

“Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’in göz altına alınmasını kınıyoruz” diye Griffen ekledi:

“Bir soruşturma kapsamında olsa dahi gazetecileri göz altında tutmanın hiç bir sebebi olamaz, uzatılmış göz altı süresi ise masumiyet karinesi ihlalidir. Eğer hukuk devletinden son kalan kırıntıların varlığını kanıtlamak istiyorsa, Türkiye gazetecileri derhal serbest bırakmalıdır.”

IPI, 18 Mayıs’ta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından açıkça hedef gösterilen Yıldız hakkında Avrupa Konseyi gazetecileri koruma platformuna bir uyarı yüklemişti. Yıldız, Soylu’nun bir militant kampının etkisizi hale getirildiği açıklamasına düzeltme niteliğinde bir cevap verdikten sonra hedef haline gelmiş, Soylu tarafından “terör gruplarına” sempatisi olmakla suçlanmıştı.

Üç Odatv gazeteci ve editörü ise Mart ayının başlarında, Libya’da ölen Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) çalışanının cenazesini haberleştirdikleri için tutuklanmıştı. Hala tutuklu olan gazeteciler MİT kanununa muhalefet ve devlet sırlarını açıklamaktan 19 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor. İlk duruşma 24 Haziran’da görülecek.