IPI’ın saygın gazeteci ve editörlerden oluşan küresel ağı bugün, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Türk Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (TRT) yönetim kuruluna yapılan son atamaların, TRT’nin tarafsızlığı tamamen kaybetme riski taşıdığını söyledi ve ulusal kamu yayıncısı olarak mutlak bir devlet propagandası kanalı olmaya ittiği konusunda uyardı.
14 Temmuz 2021’de yayımlanan ve yönetim kurulu üye sayısını yediden dokuza çıkaran bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile TRT’nin tüm yönetim kurulu değiştirildi. Üye sayısının artışındaki temel sebeplerden biri, daha önce tek kişinin üstlendiği yönetim kurulu başkanı ve TRT genel müdürünün rollerinin ayrılarak iki ayrı ismin atanması oldu. Atanan isimlerin çoğu, şu anki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in oğlu ve hükümet yanlısı Sabah gazetesi köşe yazarı Hilal Kaplan da dahil olmak üzere hükümet ve AKP yetkililerine olan yakın ilişkileriyle tanınıyor. Kaplan’ın köşe yazılarının, gazeteciler de dahil olmak üzere hükümete karşı eleştirel tutum sergileyenleri hedef gösterdiği, haklarında yanıltıcı bilgi veya dezenformasyon yaydığı biliniyor. Yeni atamalar, kamuoyunda da büyük tepki yarattı.
TRT, 1964 yılında kamuya objektif ve tarafsız haber ulaştırma misyonuyla özerk ve bağımsız bir yayın aracı olarak kuruldu. TRT, bünyesinde Kürtçe ve Arapça yayın yapanlar da dahil olmak üzere 15’ten fazla TV kanalı ile hizmet veriyor. 2 Temmuz 2018’de, iki yıllık Olağanüstü Hal’in 18 Temmuz’da sona ermesinden hemen önce, çıkarılan 703 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile TRT yönetim kurulu üyelerinin seçilmesin tamamen Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak atamalara bağlandı.
IPI Türkiye Program Koordinatörü Renan Akyavaş, “TRT, kaliteli, tarafsız ve çeşitli içerik ve haberleriyle bir zamanlar Türkiye’nin en saygın medya kuruluşuydu. Ne yazık ki, TRT yönetimi hükümet tarafından adım adım kararnameler veya tüzük değişiklikleriyle devralındı ve bu da onu asli görevi devlet propagandası yapmak olan bir mecra haline getirdi,” dedi.
“TRT’nin özerk yapısına yeniden kavuşabilmesi için 2018 tarihli TRT yönetiminin atanmasına ilişkin kararnamenin iptal edilmesini talep ediyoruz. TRT’nin özerk ve tarafsız yayıncılık politikasını yeniden kazanması için bağımsız seçilmiş yönetim kurulu üyelerine sahip olması olmazsa olmazdır.”