Türkiye’nin önde gelen bağımsız gazetecilerinden ve Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi üyelerinden Nevşin Mengü, Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim ile gerçekleştirdiği röportajı 13 Aralık’ta YouTube kanalında yayınlamasının ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı röportajın “terör örgütünü övücü nitelikte” olduğu iddiasıyla re’sen soruşturma başlattı. Türkiye, PYD’yi “terör örgütü” olarak tanımlıyor.
Mengü, röportajı kanalında yayınladıktan çok kısa bir süre sonra sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak röportajı kanalından kaldırdığını duyurdu:
“Bilgilendirme: Malum Suriye’den yeni döndüm. Esad sonrası yeni bir dönemin hazırlıkları var. Bu yeni döneme girilirken, yabancı basına da Türkiye ile konuşmak istediğini söyleyen Salih Müslim’in değerlendirmesini almak istedim. Ancak TCK uyarınca bu röportajın suç ve suçluyu övmek kapsamına girebileceği konusunda hukukçu arkadaşlardan uyarı aldım. Bu nedenle söz konusu röportajı kaldırdım. Yanlış anlaşılmaların önüne geçmek isterim.”
14 Aralık sabah saatlerinde gözaltına alınan Mengü, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Başsavcılık’ta ifade verdikten sonra akşam saatlerinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ve kendisine yurt dışına çıkış yasağı konuldu.
Mengü’nün avukatı Hüseyin Ersöz, gazetecinin röportajının Suriye’deki güncel siyasi gelişmeleri ele aldığını ve tamamen basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek bir çalışma olduğunu belirtti. “Nevşin Mengü, röportajı yalnızca gazetecilik saikiyle gerçekleştirmiş ve kamuoyunun haber alma hakkını gözetmiştir. İddia edilenin aksine röportajı kimsenin talimatıyla gerçekleştirmemiştir. Hukuki uyarılar üzerine söz konusu yayını 20 dakika gibi kısa bir süre içinde kaldırmıştır.” dedi.
Mengü, ifadesinde 20 yıllık meslek hayatı boyunca kimseden talimat alarak gazetecilik yapmadığını ve röportajın halkın haber alma hakkı adına gerçekleştirildiğini vurguladı.
Mengü hakkında getirilen yurt dışına çıkış yasağı keyfi ve ölçüsüzdür. Adli kontrol tedbiri, tutuklama sakıncalarını gidermek için öngörülmüş bir yöntem iken ifade ve basın özgürlüğü üzerindeki hakları sınırlandıran bir sansür mekanizmasına dönüşmüştür.
Mengü’nün adli kontrolle serbest bırakılmasının ardından sosyal medyada kendisinin tutuklanmasını talep eden bir kampanya başlatıldı. Bu kampanyayı yürüten hesapların çoğunun bot olduğu veya gerçek kişilere ait olmadığı görülmektedir. Bu durum, Mengü’yü karalamaya yönelik koordineli bir çaba olduğunu düşündürmektedir.
Mengü’nün avukatı, yurt dışı yasağına itiraz edeceklerini ve soruşturmanın hukuka uygun bir şekilde sonuçlanmasını sağlayacaklarını ifade etti.
Bir gazetecinin yaptığı röportaj nedeniyle hukuki tacize uğraması ve koordineli bir karalama kampanyasının hedefi olması, Türkiye’de basın özgürlüğü ve ifade hürriyetinin ne denli tehdit altında olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Avukatının da belirttiği gibi, “Gazeteciler halkın haber alma hakkını gözetmekten başka bir amaç taşımaz. Bu hakka yönelik müdahaleler kabul edilemez.”
Gazetecilik, özellikle önemli ve küresel gelişmeler sırasında halkı bilgilendirmede hayati bir rol oynar. Bilgi arama ve paylaşma görevi, topluma sunulan temel bir hizmettir ve yurttaşların kamuoyunu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olmasını sağlar. Gazeteciler, toplumdaki bu temel görevlerini korku ve baskı olmaksızın yerine getirebilmelidir.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) olarak üyemiz Nevşin Mengü ve halkı bilgilendirme görevini yerine getiren tüm gazetecilerle dayanışma içindeyiz.
Bu açıklama, Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen ve AB Üye Devletleri ile aday ülkelerdeki basın ve medya özgürlüğü ihlâllerini belgeleyen Avrupa çapında bir mekanizma olan Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) kapsamında Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) tarafından hazırlanmıştır.