Uluslararası editör, medya yöneticileri ve gazetecilerin basın özgürlüğünü korumak için bir araya gelerek oluşturdukları Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) bugün, Şubat ayında Libya’da ölen Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisinin cenazesiyle ilgili haberler sebep gösterilerek kimliğini açığa çıkarmakla suçlanan altı gazetecinin derhal serbest bırakılması talebinde bulunuyor.

Gazeteciler, ismi haberlerde kodlanmış ve daha önce mecliste milletvekilleri tarafından açıklanmış olmasına rağmen görevlinin kimliğini ifşa etmekle suçlanıyorlar. Cenaze hakkında yapılan haberlerin, MİT görevlisi şehit ilan edildikten sonra “sessiz, sedasız” gömüldüğünü belirtmesi nedeniyle hükümeti rahatsız ettiğine inanılıyor.

4 Mart’ta tutuklanan Odatv gazetecileri Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç’tan iki gün sonra 6 Mart’ta Odatv’nin Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan tutuklandı. Takip eden günlerde ise Yeni Yaşam gazetesi yöneticileri Ferhat Çelik, Aydın Keser ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel aynı soruşturma kapsamında tutuklandı. Çelik, Keser ve Ağırel, ilk ifadeleri alınıp salıverilmesinin ardından savcının itirazı nedeniyle tutuklandı.

IPI Avrupa Savunu ve Programlar Yöneticisi Oliver Money-Kyrle, “Çatışmalarda kaybedilenleri haberleştirmek hükümetler için her zaman hassas bir konu, ancak bu gazetecileri tutuklama ve medyaya erişimi kapama hakkı vermez” dedi. “Türkiye yetkililerine altı gazeteciyi derhal serbest bırakma ve haklarındaki tüm suçlamaları düşürme çağrısı yapıyoruz.”

Yerel haberlere göre, gazeteciler tutuklandıkları günden bu yana tek kişilik hücrelerde tutuluyor ve henüz haklarında hazırlanmış bir iddianame de yok. Bilişim Teknolojiler Kurumu (BTK) aynı zamanda, İçişleri Bakanlığının şikayeti üzerine Odatv websitesine erişimi “idari tedbir” gerekçesiyle tümüyle kapattı.

Terkoğlu’nun avukatı Hüseyin Ersöz bu durumun iç hukuka aykırılık oluşturduğunu belirtti. Ersöz, “Soruşturmayı yürüten savcılığın dahi erişime yasaklama talebi yokken, idari bir tasarruf olarak haber sitesinin tümüyle kapatılması siyasi bir karar görüntüsü vermektedir” dedi.

Ekim 2019’da Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni bir “yargı reformu paketi” kapsamında internet ortamındaki içeriklerin engellenmesi üzerine bazı kısıtlamaların getirildiği reformları yasalaştırdı. Buna göre, BTK internet sitesinin tamamına değil yalnızca “sakıncalı içeriğin” bulunduğu internet sayfasına URL linki üzerinden engel getirerek haber sitelerinin işleyişine engel teşkil etmeyecekti. Odatv websitesinin tamamen erişime engellenmesi, basın özgürlüğünü korumak ve geliştirmek için getirilen bu kanunun açık bir ihlalidir.

Ersöz ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarına göre daha önce aleniyet kazanmış bir bilginin gizli olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığının altını çizdi. Bu kararlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Görmüş ve Diğerleri v. Türkiye (2016), Karataş ve Saygılı v. Türkiye (2018) gibi aleniyet kazanmış bilgilerin yayınlanmasının suçlama konusu yapılamayacağı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesinin ihlalini oluşturduğu yönündeki örnek görüşleri ile de desteklenmiştir.

Bahsi geçen reform paketiyle aynı zamanda Terörle Mücadele Kanununun 7. maddesi 2. paragrafına “haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” ifadesi eklenmiştir. Gazetecilerin haberleri nedeniyle yargılanması terörle mücadele kanununa eklenen bu düzenlemenin açık ihlalidir.