Gazeteciler, medya yöneticileri ve editörlerden oluşan küresel bir basın özgürlüğü ağı olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) eleştirel seçim haberciliği sebebiyle birçok kanala ceza vermeye yönelik son kararını kınıyor. Gazetecilerin ve yayıncıların seçim gibi kritik konularda kamuoyunu bilgilendirme ve hükümetten hesap sorma yükümlülüklerini yerine getirmelerine izin verilmelidir.
RTÜK, seçimlerden bir hafta sonra eleştirel yayına karşı uzun süredir devam eden sansür kampanyasını devam ettirdi. IPI ve diğer medya özgürlüğü grupları geçtiğimiz aylarda, meşru eleştirileri susturmak ve 14 Mayıs 2023 seçimlerinde kendilerine haksız bir avantaj sağlamak için RTÜK’ün iktidar ittifakı tarafından bir araç olarak kullanıldığını belirtmişti.
RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşçı, 7 Haziran’da paylaştığı tweetle RTÜK’ün FOX TV, Halk TV, Tele1 TV ve Flash Haber TV’ye para cezası verdiğini duyurdu.
RTÜK, FOX TV’nin 28 Mayıs tarihli seçim yayınında gazeteci Çiğdem Toker’in “demokrasi sandıktan ibaret değildir” sözleri nedeniyle kanalı yüzde beş idari para cezasına çarptırdı.
RTÜK, İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah programında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Suriyeli seçmenlere yönelik eleştirileri sırasında “Seçim sonucuna hukuken saygım var, politik olarak yok” sözleri nedeniyle toplumu ‘kin ve düşmanlığa tahrik’ savıyla Halk TV’ye yüzde beş idari para cezası verdi.
Prof. Dr. Emre Kongar ile gazeteci Merdan Yanardağ’ın 18 Dakika programında, oy pusulalarına ilişkin iddiaları nedeniyle Tele1 TV’ye RTÜK tarafından yüzde üç idari para cezası verildi.
Son olarak, Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt’un, Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın Cumhur İttifakı’na katılmasını eleştirmesi nedeniyle RTÜK, Flash Haber’i Oğan’ın ‘küçük düşürüldüğü’ gerekçesiyle yüzde üç idari para cezasına çarptırdı.
RTÜK’ün dört kanala ceza vermesini değerlendiren IPI Direktör Yardımcısı Scott Griffen, “RTÜK, eleştirel yayıncılığı cezalandırmak ve gazetecileri daha fazla otosansüre sürüklemek yerine görev tanımına uygun hareket etmeli ve ülkede ifade özgürlüğü ile medya çoğulculuğunu güvence altına almalıdır” ifadelerini kullandı.
Griffen, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye hükümetine, ülkedeki bağımsız gazeteciliğe yönelik baskılara son vermesi ve demokrasinin temel bir unsuru olan basın özgürlüğüne saygı göstermesi yönündeki çağrımızı yineliyoruz.”