Önde gelen gazetecilerin, medya yöneticilerinin ve editörlerin oluşturduğu küresel bir basın özgürlüğü ağı olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Türkiye’de Antalya, Nevşehir ve Bursa illerinde gerçekleşen gazetecilere ve yerel gazeteci derneklerine yönelik saldırıları kınadı.
Türkiye’nin Bursa ilinde yaklaşık 50.000 nüfuslu bir ilçe olan Karacabey Yörem Gazetesi’nin imtiyaz sahibi Şaban Önen, 19 Ağustos’ta belediyenin kamyon garajında, biri iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’ın akrabası olduğu bildirilen iki iş yeri sahibi ve kimliği belirsiz iki kişi tarafından saldırıya uğradı. Yerel basında çıkan haberlerde, saldırının sebebinin Yörem Gazetesi’nin Karacabey belediye başkanı hakkında yayınladığı haberler olduğu belirtildi.
IPI’a konuşan Önen, saldırının bir ‘’gözdağı’’ eylemi olarak yapılmış olabileceğini söyledi. Önen, “Gazeteci olmak sadece ekonomik anlamda zor değil, ayrıca yaptığımız işe karşı en üst düzeyde bir hoşgörüsüzlük var. Kimse eleştirilmek istemiyor. İşinizi ancak hassas konuları bildirmeden yaparsanız tehlikede olmuyorsunuz,” dedi.
Önen, “Bu saldırı halka yöneliktir. Çünkü işlerimizi toplumumuzun bilgiye ulaşmasını sağlamak için, kimsenin kişilik haklarını ihlal etmeden yapıyoruz. Bu saldırı da beni yaptığım işten caydırmayacaktır” diye ekledi.
Önen, bu tür saldırıların bir daha yaşanmaması için adalet sisteminin çok önemli bir rolü olduğuna inandığını söyledi.
İç Anadolu Bölgesi’nin yaklaşık 100.000 nüfuslu Nevşehir ilinde yerel gazetecilere yönelik bir saldırı daha gerçekleşti. Nevşehir Gazeteciler Cemiyetine ait bir araç 25 Ağustos’ta bir grup kişi tarafından ateşe verildi. Güvenlik görüntülerine göre tespit edilen iki şüpheli polis tarafından gözaltına alındı ve olay hakkında soruşturma başlatıldı. Cemiyet binası önüne park edilmiş olan araç kullanılamaz hale geldi.
IPI, saldırı ile ilgili olarak Nevşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bayram Ekici’ye ulaştı. “Hükümetin yaptığı iyi şeyleri yazarsanız, etiket hazır: Yandaş gazeteci, hükümeti eleştirirseniz: muhalif/münafık gazeteci; tarafsızsanız da: her dönemin gazetecisi oluyorsunuz” diyen Ekici ekledi:
“Demokrasinin sağlıklı şekilde işleyebilmesi için, düşünce ve fikir özgürlüğünün toplumun her kesimi tarafından benimsenmesinin yolu; basının önündeki haberi, yetkililerden doğru şekilde alma ve haberi duyurması noktasındaki engellerin kaldırılması ile mümkün olacaktır. Gazeteci, mesleki endişe yaşamadan hayatını idame ettirebilmelidir.”
Aynı gün, Antalya’da yer alan Dim Medya Gazetesi’nin Gazipaşa temsilcisi Yakup Kocabaş’ın evine bir grup kişi tarafından ateş açıldı. Antalya’nın doğusunda, Akdeniz kıyısında küçük bir ilçesi olan Gazipaşa’da çıkan yerel haberlere göre, kimliği belirsiz kişiler bir araçtan Kocabaşı’ın evine ateş açtı. Saldırıda yaralanan olmadı. Kocabaş verdiği bir röportajda, saldırının gazetecilikle ilgili olabileceğini, medya kuruluşu olarak yasa dışı faaliyetlerde bulunan kişileri haber yaptıklarını ve tüm bu baskılara rağmen doğru haberi vermekten geri adım atmayacaklarını vurguladı.
Aynı röportajda Kocabaş, “Geçtiğimiz günlerde yaptığımız haberlerde ilçenin kanını emen ve yasadışı faaliyetlerde bulunanlara karşı mücadeleler sergiledik. Benim meselem ilçemiz ve insanımızın geleceğidir,” ifadelerini kullandı.
Yerel gazetecilere yönelik yapılan fiziksel saldırıların sayısı endişe verici bir tabloya işaret ediyor. Sadece birkaç ay önce, 20 Nisan’da Kocaeli’deki yerel Ses gazetesine silahlı saldırı düzenlenmişti. Haberlere göre saldırı, bölgedeki tek muhalif gazete olan Ses’in korona virüs ve maske dağıtımından mahkumları serbest bırakan af yasasına kadar değişen konularda yaptığı haberlere misilleme olarak geldi. IPI’ın COVID-19 basın özgürlüğü takibine göre, Ses gazetesinin yayın yönetmeni ve iki editörü, şehirdeki korona virüs vakalarını haber verdikten kısa bir süre sonra gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı.
IPI Direktör Yardımcısı Scott Griffen, “Türkiye’de bağımsız yerel gazetecilikten geriye kalanlar halihazırda siyasi ve mali bir baskı altında. Bu son saldırılar ise korku iklimine sadece katkı sağlıyor. Yerel gazeteciler, gazetecilerin çalışmalarından memnun olmayan güçlü yerel figürlerin misillemesine özellikle açık. Polis ve tüm gerekli kurumlar, gazetecilere yönelik tüm bu saldırıları özenle araştırmalı ve bu saldırıları gerçekleştirenleri ve arkalarında destek veren sorumluları bularak gerekli adaleti sağlamalıdır,” dedi.
IPI geçtiğimiz yıl yine Mayıs ayında, yaptıkları haberler nedeniyle yerel gazetecilere yönelik pek çok fiziksel saldırıyı belgeleyen bir bildiri yayınlamış ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gazetecilerin güvenliğinin sağlanması için ortak bir açık mektup göndermişti. Bu saldırıların bir kısmının, yine AKP’nin de iktidar koalisyonunda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yerel siyasi üyeleri ile bağlantılı olması dikkat çekiyor.