Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), IPI Yönetim Kurulu üyesi ve Türkiye Ulusal Komite Başkanı Kadri Gürsel ile 23 Haziran’da yenilenen İstanbul belediye başkanlığı seçimi üzerine bir söyleşi yaptı. İktidar partisinin, geleneksel medyanın tamamına yakınını kontrol ettiği bir ortamda muhalif partilerin ortak adayı Ekrem İmamoğlu %9’luk oy farkıyla ikinci kez belediye başkanı seçildi.

Kadri Gürsel, 17 meslektaşıyla birlikte yargılandığı Cumhuriyet Davası’nda gazeteciliği yüzünden 11 ay hapiste tutulmuş, daha sonra Nisan 2018’de iki yıl altı ay hapse mahkum edilmişti. Hakkındaki hükmün onanmasının ardından 29 Mayıs 2019’da yeniden hapse konulan Gürsel,  infazın denetimli serbestlik altında devam etmesi kararının alınmasının ardından aynı gün serbest bırakıldı.

IPI, Gürsel’e İstanbul’daki İmamoğlu zaferinin basın özgürlüğü ve demokrasi için önemi ve seçim sürecinde medyanın durumu ile ilgili sorular sordu.

IPI: 23 Haziran seçimi öncesi, basının seçim sürecini haberleştirmesini genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Basın ne kadar adil ve özgür bir yayın dönemi geçirdi?

KADRİ GÜRSEL: 31 Mart – 23 Haziran seçimleri arasındaki dönemde en çok dikkat çeken durum iktidar medyasının etkisini yitirdiğinin görülmesidir. İktidar, gazete ve özellikle televizyon kanallarının %90’ından fazlasını doğrudan veya dolaylı yoldan kontrol etmektedir. Eski ana akım medyanın tamamı artık iktidar kontrolündedir, ve ana akım, ana akım olma özelliğini yitirmiştir. Muhalefetin bu medyaya erişiminin fevkalede sınırlı olduğu bir ortamda, medya gücünü elinde tutanın seçimi de kolaylıkla alabileceğini varsaymak basit bir bakış açısıyla mümkündü. Ama tam tersi oldu. Bu medya düzeninin iktidarın siyasi menfaatlerine hizmet edemediği görüldü. İktidarın yıllardır izlediği medya politikaları 23 Haziran seçiminin gösterdiği gibi iflas etmiştir. İktidarın elinde bugün etkisi siyasi olarak sonuca çok çok az yansıyan fakat maliyeti korkunç olan atıl ve kapasitesiz bir medya vardır.

Buna bağlı olarak ikinci sonuç; bağımsız medya kuruluşlarının ve sosyal medyanın küçüklükleriyle ters orantılı biçimde büyük etki yarattıkları görüldü bu seçimde. Video içeriklerinin izlenme sayıları, çeşitli bağımsız medya kuruluşlarının ürettiği içeriklerin tıklanma oranları olağanüstü rakamlara vardı. Özellike dijital medya çok ön plana çıktı. 2016’da IPI’ın Özgür Medya Öncüsü Ödülü’nü alan Medyascope’un da aralarında olduğu çeşitli kuruluşlar, insanların etraflı, doğru ve dengeli bilgi sahibi olmaları için ve olup biten hakkında haberdar olmaları için temelde önemli bir işlev gördüler.

Bu seçimle ilgili olarak altını çizmek gereken üçüncü husus ise; 16 Haziran’da 17 yıldır ilk kez bir iktidar adayı ile muhalefet adayı arasında – her ne kadar formatı ve icrası itibariyle adayların birbiriyle tartışmamaları amaçlanmış olsa da – bir tartışma yapıldı. Bunun da nedeni, iktidarın bir anda basın özgürlüğünün, çoğulculuğun, özgür tartışmanın önemi kavramış olması değildi. Tamamen pragmatist bir yaklaşımdı. İktidar çok geride olduğunu biliyordu ve bu tür tartışma programlarına genellikle geride olan aday sıcak baktığı için iktidar razı oldu bu tartışmaya. Ve bu tartışmada da puan kaybetti. Dolayısıyla, bu program yine de izleyiciye iki adayı mukayese etme imkanını verdi. Bu bakımdan da bir katkı sağladı tabi ki demokrasiye.

IPI: Belediyenin bünyesinde basın kuruluşlarına yönelik (varsa) ayrılmış fon veya bütçenin adil dağılımı veya belediye politikalarının medya genelinde olumlu değişmesi beklenir mi?

KG: Türkiye’de yerel yönetimler, AKP iktidarının uzun yıllardır meydana getirdikleri tahribatın onarımı ve çeşitli kısıtların telafisi açısından modeller üretebilirler. Bu açıdan da muhalif belediyelerden, bağımsız medyanın desteklenmesi konusunda idealist yaklaşımlar beklemek hakkımızdır. Çünkü bağımsız medya kuruluşları üzerinde tehditkar bir reklam ambargosu ve iktidar tehdidi vardır. Bu şartlar altında, medya kuruluşları kaliteli içerik üretiminde ve bu tehditlere karşı bir iş modeli üretmekte de hayli zorlanıyorlar. Bu bakımdan belediyelere, demokrasi, basın ve fikir özgürlüklerini desteklemek bakımından önemli bir görev düşüyor. Ancak bu görevi ifa ederken medyanın bağımsızlığına zarar vermemeleri gerekir.

İkincisi, belediye gelirlerinin iktidar medyasının fonlanması için kullandığına dair önemli duyumlar vardı, özellikle reklam verme yoluyla. Şimdi iktidar medyası bu açıdan önemli bir gelir ve finansman kaybına uğrayacaktır. Belediyelerin, eğer kendi faaliyetlerinin tanıtımını yapacaklarsa etkinlikleri giderek artan bağımsız medya kuruluşlarına da reklam dağıtımında adil olmaları gerekiyor.

IPI: Seçim sonucu bağımsız gazetecilik üzerinde yerelde ve ülke genelinde medya üzerinde olumlu bir etki yaratır mı? Uzun süredir empoze edilen korku ve kısıtlama ortamında, bu sonucun gazetecilerin çalışma alanına etkisi ne olabilir?

KG: Buradaki önemli husus, iktidarın ciddi bir güç kaybına uğradığını ve bu gücü ikame etmek veya geri kazanmak için elinde mevcut şartlarda imkan bulunmadığını idrak etmesi ve buna göre iniş momentumunu yönetebilmesidir. Bunda başarılı olacağı hususunda benim ümidim az. Fakat iktidarın, eskisi gibi medya özgürlüğünü yok etmek için yargıyı araçsallaştırmak, bunu bir silah gibi kullanarak gazetecileri cezaevine atmak, bu şekilde bir terör ve korku ortamı yaratarak insanların fikirlerini serbestçe ifade edememelerine neden olmak ve aynı zamanda da haberciliği yok etmek, ortadan kaldırmak gibi özetleyebileceğimiz baskı politikalarına eski şiddetinde devam etmesinin, yeni durumun gerçekliğiyle bağdaşmayacağını düşünüyorum.

İstanbul seçimlerinde aldığı tarihsel yenilginin ışığında iktidar tarafından verilmesi gereken en gerçekçi reaksiyon kendi politikalarını, konumu ve duruşunu bu kayba göre kalibre etmektir. Bunu yaparsa ülkede sağlanacak olan kısmi rahatlama elbette ki gazeteciliğin soluk almasına imkan verebilir. Basın özgürlüğü ve fikir hürriyeti için fevkalade daralmış alanın bir miktar genişlemesi sonucunu verir. İktidarın bu yenilgisi, aynı zamanda gazetecilerin haber yapmak, yorum ve düşüncelerini özgürce paylaşmak için ihtiyaç duydukları başlıca şeylerden biri olan cesaretlerini artıracaktır.

 

Share