IPI Özgür Sohbetler: Türkiye podcast serisinin dokuzuncu bölümü yayında!

Podcasti hazırlayan Cansu Çamlıbel, serinin dokuzuncu bölümünde, 30 yıllık gazetecilik deneyimine sahip haber spikeri ve muhabir Cüneyt Özdemir ile geleneksel gazeteciliğin internet gazeteciliğine geçişini ve Türkiye’deki medya ortamı ve koşulları gereği YouTube’da şimdilerde çok popüler haber kanalını açmasına sebep olan süreci konuştu.

Aynı zamanda bu platformlarda:

 

Özdemir daha önce CNN Türk ve Kanal D gibi Türkiye’nin önde gelen TV kanallarında çalıştı ve 2016 yılında mali sıkıntılar nedeniyle kapanan Radikal gazetesinde siyaset, küresel sorunlar, Orta Doğu ve Avrupa üzerine yazılar yazdı.

Özdemir, büyük medya kuruluşlarının hükümete yakın şirketler tarafından satın alınmasının ardından, haber kuruluşlarının ekonomik ve editöryel özgürlüğünü kaybettiğini vurgulayarak “Türkiye’deki şartlar denen o vahim şey yüzünden bir anlamda YouTube’ta gazetecilik yapıyoruz. Biraz zorunluluktan Youtube’a geçtim,” dedi.

Basın özgürlüğünün ve objektif haberlere ilginin azalmasının nedeni olarak değişen sermaye yapısının altını çizen Özdemir, “Bu iş adamları farklı mecralarda da iş yaptıkları için medyayı bir iş alanından çok diğer işlerini kolaylaştıracak bir araç olarak kullanmaya başladılar; kimi zaman hükümeti övmek kimi zaman muhalifleri ‘dövmek’ için,” dedi.

Ana akım haber kuruluşlarındaki yönetim değişikliği ardından kendi deneyimlerinden de bahseden Özdemir, 2017’de CNN Türk’ün New York muhabiri iken, işadamı Rıza Sarraf’ın yolsuzluk ve kapa para aklama suçlarından Amerika’da yargılandığı davayı takip etmemesinin CNN Türk tarafından istendiğini anlattı. Dava, Türkiye açısından Sarraf’ın hükümet yetkilileri ve bazı bakanlarla ticari ilişkisinin ortaya çıkması nedeniyle oldukça önemliydi. Özdemir, o günü “Türkiye gerçeğiyle yüzleştiği gün” olarak hatırladığını söyledi.

Ardından Youtube kanalını dijital bir arşivden ziyade düzenli habercilik için kullanmaya başlamaya karar veren Özdemir, sosyal medyanın Türkiye’de gazeteciliğin yeni ana akımı haline geldiğini söyledi.

Hala CNN Türk ile daha kısıtlı düzeyde çalışmaya devam eden gazeteci kendi çevrimiçi haber kanalında ise Türkiye’deki ekonomik ve siyasi gelişmeler hakkında eleştirel yorumlar ile izleyicilere ulaşmayı sürdürüyor. İçinde bulunulan koşullar gereği olabileceklerden doğal olarak korktuğunu belirtirken tehdidin yıllar içinde etkisini yitirdiğini de sözlerine ekledi. “Türkiye’de hapse girmekten korkmak için gazeteci olmak zorunda değilsiniz,” diyen Özdemir, yakın zamanda bir sokak röportajında bir vatandaşın eleştirel yorumları nedeniyle gözaltına alındığını hatırlattı. “Kim korkmaz ki? Korku ile yaşamak kolay değil ama alışıyorsunuz,” dedi.

Özdemir’in YouTube kanalında ağırladığı konuklar, Türkiye’deki gazetecilik camiasında bazı tartışmalara yol açtı.  Çamlıbel, yaptığı konuk seçimlerinin arkasındaki nedeni sorduğunda Özdemir, amacının sadece yakın çevreden aynı görüşe sahip insanları ağırlamak yerine, konunun uzmanı ve alakalı farklı görüşlerden insanları konuk ederek yayın yapmak olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin yeni sosyal medya yasası kapsamında Ocak 2021’den itibaren medya platformlarında reklam kesintilerinin öngörülmesi nedeniyle bunun sadece küçük işletmeleri değil, gazetecileri de etkileyeceğini belirten Özdemir, bu yeni sosyal medya yasasının ülkeyi “nasıl bir çıkmaza sürüklediğinin kimsenin farkında olduğunu sanmıyorum,” dedi.

Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:

  • Türkiye medyasının geleneksel gazetecilikten internet gazeteciliğine dönüşümü
  • Siyasi, ekonomik ve sermaye yapısındaki değişikliklerin gazeteciliğe etkisi
  • Özdemir’i internet yayıncılığına yönlendiren temel sebepler
  • Türkiye’de gazeteciliğe uygulanan korkutma politikası ve baskılar
  • Yeni sosyal medya yasası ve internet gazeteciliği üzerine olası etkileri

Cüneyt Özdemir ile bölümden öne çıkanlar:

  • “Kanal D Ana Haber’den başarısızlığımdan dolayı değil, yaptığım haberlerin içeriğinin beğenilmemesinden ya da istenmemesinden dolayı görevden alındım.”
  • “Yaptığım haberlerde aslında ben farklı bir şey yapmamıştım ancak artık bu tür objektif haberler medyada yer bulamamaya başlamıştı.”
  • “Gazetecilikte eğer ekonomik özgürlüğünüz yoksa editöryel özgürlüğünüz de yok.”
  • “Eğer bir iş adamı tarafından yönetiliyorsanız özgür hareket edemezsiniz.”
  • “Z Kuşağı dediğimiz 7 milyon genç seçmen 2023 seçimlerinde oy kullanacak. Türkiye’nin büyük bir genç popülasyonu var. Kendimi AKP’li bir yöneticinin yerine koyuyorum, [yeni sosyal medya yasası] iki bacağına sıkmaktan bile daha öte bir şey.”

IPI Özgür Sohbetler: Türkiye podcast serisinin geçmiş bölümlerine buradan ulaşabilirsiniz.