IPI Özgür Sohbetler: Türkiye podcast serisinin 29. bölümü yayında!
Özgür Sohbetler’in bu bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, Deutsche Welle (DW) Türkçe İstanbul Koordinatörü ve gazeteci Bülent Mumay ile DW’ye yakın zamanda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından uygulanan yayın yasağının bağlamını, “dezenformasyon” ile mücadele üzerine meclise sunulan yasa tasarısının etkilerini ve baskıcı bir ortamda uluslararası yayın kuruluşlarının rolünü konuştu.
Also available on:
“Özellikle Gezi’den sonra, Türkiye’de Türkçe gazetecilik yapan yabancı kuruluşlara ilgi arttı. Bunun çok net bir sebebi var. Siz içeride haberleri yapılamaz hale getirirseniz, insanların bu içeriklerle buluşacağı yerler elbette ortaya çıkar ve izleyici kitle o içerikle mutlaka buluşur. BBC ve DW gibi alternatifleri yaratan iktidarın kendisi. İnsanların gerçeklikle buluşmasına izin vermezseniz doğal olarak insanlar alternatif mecralara yöneleceklerdir. Onlar bu mecralara yöneldikçe de iktidar bu yayın kuruluşlarına karşı lisans zorunluluğu ve yayın yasağı gibi baskıcı politikalar uyguluyor,” diyen Mumay, RTÜK’ün özerk bir düzenleyici kurum olması gerekirken siyasi kararlarla yönlendirilen bir sansür mekanizması olarak işlediğini söyledi.
Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:
- RTÜK yetkilerinin keyfi kullanımı ve DW Türkçe’ye uygulanan yayın yasağı
- Baskılanan yerel medyaya alternatif uluslararası yayın kuruluşları
- Basın özgürlüğünün siyasi baskı altına alınmasında RTÜK’ün işlevi
- “Dezenformasyonla mücadele” yasa tasarısının medya ve toplum üzerindeki olası etkileri
- İnternet kullanıcılarını hedef alan “BTK-gate” veri toplama skandalının olası etkileri
IPI Özgür Sohbetler: Türkiye podcast serisinin geçmiş bölümlerine buradan ulaşabilirsiniz.