IPI Özgür Sohbetler: Türkiye podcast serisinin 36. bölümü yayında!
IPI Özgür Sohbetler’in yeni bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, meslektaşı İlhan Taşçı ile Türkiye’de 14 Mayıs seçimlerine giren siyasi partilerin nasıl bir medya düzeni içinde kampanya yapmak durumunda bırakıldıklarını analiz etti.
Aynı zamanda bu platformlarda:
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) CHP’li üyesi Taşçı, bugünkü medya kontrolü açısından iktidarın kullanışlı bir aygıtı haline gelmiş olan RTÜK’ün asıl kuruluş amacının Avrupa Birliğine entegre olacak Türkiye’yi yayıncılık dünyasına hazırlamak olduğunu hatırlattı. RTÜK’ün basın özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak gibi yasal misyonlar yüklenmiş bir üst kurul olduğunu söyleyen Taşçı, mevcut üye yapısı devam ettiği sürece RTÜK’ün özerkliğinden söz edilebilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Taşçı, RTÜK’ün özellikle seçim dönemi öncesi muhalif televizyon kanallarına yağdırdığı cezaları değerlendirirken şu sözleri kullandı: “RTÜK özelinde hep şu tartışılıyor. Sanki RTÜK’ün tek misyonu var, televizyon kanallarına ceza vermek. Halbuki RTÜK’ün kendi kanununda iki görevi var. Biri denetlemek. Diğer görevi ise hiç bilinmez Türkiye’de. Bu diğer görev, düzenlemektir. RTÜK, medya alanının özgürleştirilmesini düzenlemekle yükümlüdür. Ama biz bugüne kadar RTÜK’ün tek bir düzenleyici kararını duymadık.”
Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:
- Türkiye’de medya sansürünün yapısallığı
- 14 Mayıs seçimleri bağlamında RTÜK’ün taraflılığı
- RTÜK’ün medya ortamını özgürleştirme görevini yitirmesinin altında yatan nedenler
- Türkiye’de kamu yayıncılığının yeniden inşası için atılması gereken adımlar
IPI Özgür Sohbetler’in geçmiş bölümlerine buradan ulaşabilirsiniz.