The International Press Institute (IPI) and its affiliate, the South East Europe Media Organisation (SEEMO), today urged Turkey’s president to veto changes to the country’s Internet law that could have severe implications for freedom of expression.

President Abdullah Gul has until Feb. 25 to decide whether to reject the package, which critics say would, among other changes, allow the government to block websites without judicial oversight and to engage in mass surveillance of Internet users.

Parliament hastily passed the amendments on Feb. 5 amid a wide-ranging graft inquiry that has targeted supporters and relatives of members of Prime Minister Recep Tayyip Erdogan’s ruling Justice and Development Party (AKP).

IPI’s Turkish National Committee issued a statement the following day urging Gul to return the bill to Parliament and calling for a broader debate that would include participation by members of civil society and other stakeholders. The group said that the bill could potentially allow the government to arbitrarily censor online content and would lead journalists to engage in even further self-censorship.

Referring to the European Court of Human Rights’ 2012 decision in Yildirim v. Turkey, in which the Court ruled that a blanket ban on access to online sites violated the right to freedom of expression, the Committee predicted that Turkey’s Constitutional Court or the Strasbourg court would strike down the changes as a similar violation.

The Committee also reminded Gul of a post he made to social media website Twitter on May 8, 2011, in which he wrote: “My view is that there should basically be no restrictions on any freedoms. Anyone who wants should be able to roam the Internet freely.”

The full text of the Committee’s statement, in Turkish, appears below.

Calls urging Gul to reject the measure have increased in recent days, with many press freedom and free expression groups in Turkey and abroad arguing that the changes approved by Parliament would make existing law – which already allows for widespread blocking of websites – even worse.

Organization for Security and Co-operation in Europe (OSCE) Representative on Freedom of the Media Dunja Mijatovic, who has endorsed her predecessor’s 2010 study calling for reforms to Turkey’s existing Internet law, today urged Gul to return the proposed changes to Parliament and civil society for further discussions.

Expressing concern that the bill “will threaten free expression and media freedom in Turkey,” she said it contained “several highly worrisome provisions which could block free online discourse on issues of public interest” and that the bill “will lead to more restrictions on free speech and it can negatively affect journalists’ work.”

On Friday, a spokesperson for the U.N. High Commissioner for Human Rights (OHCHR) said the office was concerned that the law “may lead to breaches of human rights, in particular the right to freedom of expression and opinion, and the right to privacy.”

———————————————————————————————-

İnternete Sansür Yasası için Cumhurbaşkanı Gül’e Çağrı

5651 sayılı kanunda değişiklik öngören 126 maddelik torba yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Tasarının bu haliyle yasalaşması halinde Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün ağır bir darbe yiyeceği uyarısında bulunuyoruz. Halkın haber alma hakkı başta olmak üzere demokratik kıstaslar açısından tasarıda en dikkat çeken unsurlar şöyledir:

* Tasarı ile internette erişim engelleme kararları IP ve URL bazı olarak verilebilecek, yani geçmişteki YouTube yasağı sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dahi yararlandığını söylediği (“Ben giriyorum, siz de girin”) bir arka kapı kapatılarak DNS değiştirmesi yöntemiyle engelli sitelere giriş artık mümkün olmayacaktır.

* Mevcut kanuna göre yalnızca katalog suçlar işlendiğinde bir site erişime kapatılabilirken, yeni tasarıya göre kişilik hakkı veya özel hayatının gizliliği ihlal edilen kişiler de erişim engellemesi talep edebilecektir.

* Şahsi başvuru durumunda, kişilik hakkına dair bir ihlal varsa mahkeme 24 saat içinde; özel hayatın gizliliği ihlal edilmişse Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) 4 saat içinde o siteye erişimi engelleyebilecektir. Bu kararın gecikmesinin sakınca doğuracağı değerlendirildiğinde, TİB Başkanı’nın emriyle sitelere erişim engellenebilecektir.

* İnternete erişim sağlama hizmeti veren şirketlerin (ISP) zorunlu ve ücretli olarak üye olacağı Ankara merkezli Erişim Sağlayıcılar Birliği’nin kurulmasıyla, erişim engelleme kararlarının etkin şekilde tek elden uygulanması ve denetlenmesi sağlanacaktır.

* Barındırma (hosting) şirketlerinin kurulacak birlikten yetki alması, para cezası tehdidiyle zorunlu hale getirilecektir. Dahası, bu şirketler müşterilerinin trafik bilgilerini (kimin hangi sayfaya eriştiği, vb.) geriye dönük olası bir denetime hazır olmak için en az 1, en çok 2 yıl saklamak zorunda kalacaktır. Bu şirketlerden, aile ve çocukların korunması ve suçun engellenmesi için yaptırım beklemeden önlem alması da istenecektir.

Özetle bu tasarı, ifade ve basın özgürlüğü platformlarına erişimin, yoruma açık muğlak kıstaslar üzerinden gerektiğinde iktidar eliyle keyfi bir şekilde engellenebilmesini sağlayacak bir yasal düzenek yaratacaktır.

İnternet ortamının özgürlükçü doğasıyla çelişen bir şekilde, o alanda da bir resmi medya oluşturulmasını hedefleyen tasarı, vatandaşın temel haklarını zedelerken, özel sektörü de otosansüre zorlayacak ve birçok ek maliyet yaratacaktır.

Bu tasarının yasalaşması halinde oluşacak “yasal” rejimin “hukuki” olmayacağı, suistimali halinde internet ortamının zorbaca tahakküm altına alınmasına zemin hazırlayacağı açıktır.

Tasarının, Anayasa Mahkemesi’nden dönmezse, “Ahmet Yıldırım v. Türkiye” gibi içtihat haline gelmiş ilgili kararlarını göz önünde bulundurarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yaptırımına konu olacağı uyarısında bulunuyoruz. Bu anlamda böyle bir yasa, Türkiye’nin uluslararası itibarına da darbe vuracaktır.

Basın Enstitüsü Derneği olarak özellikle ifade ve basın özgürlüğünün, yurttaş gazeteciliğinin ve bilimsel araştırma özgürlüğünün zedelenmemesi adına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tasarıyı meclise iade etmesi ve bunun yerine sivil toplumun katılımıyla demokratik bir tasarının hazırlanması yönündeki bu çağrıyı yapmanın tarihi sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz.

Bugün elindeki veto yetkisiyle kendisi de tarihi bir sorumluluk taşıyan Cumhurbaşkanı Gül’ün, 28 Mayıs 2011’de attığı bir tweet’te, “Benim görüşüm, temelde hiç bir özgürlük kısıtlaması olmamalı. İsteyen herkes internette özgürce dolaşabilmeli” dediğini de hatırlatıyoruz.

Basın Enstitüsü Derneği

———————————————————————————————-

If you have any questions or would like more information about this statement, please contact IPI Senior Press Freedom Adviser Steven M. Ellis at +43 (1) 512 9011 or email sellis[at]freemedia.at.