Önde gelen gazeteci, medya yöneticileri ve editörlerin oluşturduğu küresel bir basın özgürlüğü ağı olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), İstanbul Kadıköy’de 2 Şubat’ta düzenlenen gösterileri takip eden gazetecilerin polis tarafından kasıtlı olarak hedef alınmasını ve saldırılmasını şiddetle kınadı.

Gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek amacıyla Kadıköy’de düzenlenen gösterileri haber yapmak üzere orada bulunan çok sayıda gazeteci çevik kuvvet polisi tarafından hedef alındı, göz yaşartıcı gazla ve plastik mermi ile saldırıya uğradı. Polisin kötü muamelesine uğrayan serbest gazeteci Elif Akgül, gözaltına alınmaya çalışıldı. Halk TV muhabirleri Erdinç Yılmaz ve Murat Erkmen’in de polisin göstericilere müdahalesi sırasında yaralandığı bildirildi. Erkmen, polisin sıktığı plastik mermi nedeniyle bacağından yaralandı. Serbest gazeteci ve belgeselci, yönetmen Kazım Kızıl da polis tarafından atılan plastik mermi ile yüzünden vurulduğunu sosyal medya hesabından bildirdi. Sendika.org muhabiri Murat Bay ise yaralanan göstericileri kayda almaya çalışırken polisin yumrukla saldırısına uğradığını kaydetti. Olay günü haber takibi yapan bir grup basın mensubu da polisin doğrudan göz yaşartıcı gaz saldırısına maruz kaldı.

Söz konusu protestolar, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin Ocak ayının başında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurum dışından bir rektör atamasını protesto etmesi ile başlamıştı. Barışçıl protestolar 4 Ocak 2021’de üniversite kampüsünde kayyum atanan rektörün istifaya çağrılması ile başladı. 1 Şubat 2021’de üniversite kampüsüne yapılan polis baskını ile 159’dan fazla öğrencinin gözaltına alınmasının ardından olaylar şiddetlendi. İstanbul Kadıköy’de “Boğaziçi Dayanışması” adlı bir grubun protesto çağrısı yapmasının ardından polis, Kadıköy’de toplanan kalabalığa göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullanarak müdahale etti. Polis müdahalesi sırasında haber takibi yapan çok sayıda gazeteci yaralandı. Sosyal medyada yer alan  görüntüler, polisin basın mensuplarını göz yaşartıcı gazla doğrudan hedef aldığını gösteriyor.

Polisin biber gazı tüfeklerini gazetecilere doğrultduğunu gösteren bir video / Credit: Disk Basın-İş

Gösteriler sırasında polisin doğrudan hedef aldığı gazetecilerden Elif Akgül, IPI’ya konuşarak olayı anlattı: “Polis, bir göstericiye ensesini sertçe yere bastırarak kötü muamelede bulunuyordu, bunu çekmeye çalışıyordum ve polis çekmemem için uyardı. Direnince, beni de gözaltına almaya çalıştılar.”

Polisin müdahalesinden meslektaşlarının yardımı ile kurtulduğunu anlatan Akgül,“Genel olarak polisin tavrı gösterici olsun gazeteci olsun aynıydı. Gazeteci olup olmadığına bakılmaksızın müdahale edildi,” dedi.

Protestolar devam ederken, polisin artan aşırı güç kullanımı nedeniyle, gazetecilerin fiziki güvenlikleri de ciddi tehdit altında. IPI Türkiye Program Koordinatörü Renan Akyavaş, gazetecilere yönelik saldırıları kınadı ve yetkilileri protestoları takip eden gazetecilerin güvenliğini sağlamaya çağırdı. Akyavaş, “Kamuoyuna doğru ve objektif haberi aktarmakla sorumlu gazetecilerin bu tür saldırılara maruz kalmasını meşrulaştırabilecek hiçbir gerekçe yok. Polisin nihai sorumluluğu basın mensuplarını hedef almak değil, tam aksine halkın bilgiye erişimini sağlayan gazetecilerin güvenliğini sağlamaktır,” dedi.

“Polisin bu endişe verici tavrı, Türkiye’nin basın özgürlüğü ve halkın bilgiye erişimini bilinçli olarak ihlal ettiğini kanıtlıyor. Türkiye, gazetecilere ve temel bir hak olan barışçıl gösteri hakkını kullanan protestoculara yönelik polis şiddetini derhal sona erdirmelidir”.

IPI ve Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Avrupa Konseyi’nin gazeteciliği korumaya teşvik ve gazetecilerin güvenliğini sağlamak için kurulan platforma olay hakkında bir uyarı yükledi. Avrupa Konseyi üye devleti olan Türkiye’den, platform tarafından uyarı metni hakkında bilgilendirilerek resmi bir cevap vermesi talep ediliyor.