Uluslararası editör, gazeteci ve medya yöneticilerinin basın özgürlüğünü savunmak amacıyla oluşturduğu Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), bugün Türk yetkililere 23 Haziran’da tekrarlanacak İstanbul belediye başkanlığı seçimine giden süreçte gazetecilerin haklarını gözetmek ve güvenliklerini sağlamak adına çağrıda bulunuyor.

31 Mart’ta ülke çapında yapılan yerel seçimlerde muhalefetin CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul belediye başkanlığını kazanması İstanbul’un son 25 yıllık AKP yönetiminde ilk kez muhalif partiden bir belediye başkanının şehir yönetimine seçilmesi anlamına geliyordu. Ancak resmi sonuçlara itiraz eden AKP, seçimde usulsüzlüklerin olduğu gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvuruda bulundu. YSK’nın hükümetin itirazları üzerine İstanbul’da yapılan dört ayrı kalem seçimden sadece belediye başkanlığı için tekrarlama kararı vermesi kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. YSK’nın gerekçeli kararı 31 Mart öncesi kendi denetiminde ve onayıyla atanan seçim sandık kurulları hakkında usulsüzlükler olduğunu açıklıyor, aynı zamanda İstanbulda yaklaşık 100 seçim sandığında usulsüzlük tespitinden bahsediyordu.

IPI, seçim dönemlerinde medyaya sağlanan adil yayın süreleri ve gazetecilerin haber yapmalarındaki engeller bağlamında 31 Mart Türkiye yerel seçimlerini yakından takip etmiş ve son yıllarda, özellikle seçim dönemlerinde Türkiye’de gazetecilere karşı artan bir korkutma ve fiziki saldırı furyası olduğunu tespit etmiştir.

AKP müttefiği ve aşırı sağcı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, geçtiğimiz Haziran ayında hükümet yanlısı gazeteler Sabah ve Hürriyet’e ilan vererek gazetecilerden oluşan bir “kara liste” yayınlamıştı. 70 gazetecinin ismini barındıran listede IPI Yönetim Kurulu üyesi Kadri Gürsel, eski Cumhuriyet yazarı Aydın Engin ve Oda TV yazarı Sabahttin Önkibar da yer alıyordu.

Geçtiğimiz ay ise, Sabahattin Önkibar Ankara’da bir grup tarafından saldırıya uğradı. Saldırının, Önkibar’ın bir televizyon programında İstanbul seçimlerine ortak aday çıkaran AKP-MHP koalisyonunu eleştirdikten sonra yapılması dikkat çekti. Saldırganlar kısa süre göz altına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Saldırıyı ise Önkibar’ın yazı ve konuşmalarında sürekli olarak MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik hakaret içeren ifadeler kullandığı gerekçesiyle MHP tarafından yapılan suç duyurusu takip etti.

Olay, Mayıs ayında gazetecilere peş peşe yapılan saldırıların bir parçasıydı. Geçtiğimiz ay boyunca Hakan Denizli, Ergin Çevik, İdris Özyol ve Yavuz Selim Demirağ olmak üzere dört gazeteciye daha Ankara, Antalya ve Adana’da farklı saldırılar düzenlendi.

IPI, bu seçim döneminde gazetecilere yönelik sözlü ve fiziki saldırıların endişe uyandırıcı biçimde artış göstermesinden son derece rahatsız. Bu nedenle IPI olarak, Türk yetkililerini gazetecilerin haklarına saygı duymaya ve güvenliklerinin sağlanması yönünde gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz. Seçim kampanyaları dönemindeki gelişmeleri zamanlı ve objektif biçimde halka iletebilmek için gazetecilere sağlanacak güvenli çalışma ortamı, Türkiye halkının demokratik ve sağlıklı karar verme aşamasında rol oynayacak en büyük etkenlerden biridir.

“Türkiye’de bağımsız gazetecilere saldırılar gittikçe sıklaştığını görüyor ve bu durumun İstanbul seçiminin yaklaşmasıyla artacağı endişesini taşıyoruz. Bu gibi saldırı ve agresyonun gazeteciler için bir korku iklimi yaratma çabası olduğu ve özellikle halkın seçim hakkını bütünüyle kullanması önünde engel oluşturacağı kanaatindeyiz,” diyen IPI Savunu Direktörü Ravi R. Prasad ekledi: “Hükümet gazetecilerin korunmasındaki sorumluluğunu üstlenmeli ve gerçek demokrasi ruhuna yakışır şekilde muhalif medyanın haberciliğinin sürdürülmesini sağlamalı.”