“Türkiye’nin en iyi gazetecisi kimdir?” sorusuna ortak bir cevabımız olmasa da, bu soruyla karşılaştığımızda aklımızda hemen çeşitli isimler beliriyor ve farklı kriterler üzerindeki eleştirilerimiz eşliğinde bazı isim önerilerimiz oluyor. Aynı soru, “sosyal medyayı en iyi kullanan gazeteci”, “YouTube mecrasını en iyi kullanan gazeteci” olarak sorulduğunda da belki cevap adedi azalıyor ama cevaplar gelmeye devam ediyor.
Soruyu, “Podcast formatını sahiplenen veya en sevdiğiniz podcast gazetecisi kim?” diye sorduğumuzda aklınıza net bir ismin gelmesini geçtim, böyle bir tanımlama var mı diye sormanız bile bu yazının varlık sebebi ve cevabı bulunması gereken bir soru. Bu yazıda buna cevap bulmaya, bu soruna ve podcast formatının sahiplenilmemesine yönelik bazı durum değerlendirmeleri yapmaya çalışacağım.
Statista tarafından yapılan araştırmaya göre, Şubat 2023 tarihinde dünya genelinde seçilen ülkelerdeki son bir ay içinde bir haber podcast’ine erişen tüketiciler listesine bakıldığında Türkiye adını bulamamak şaşırtıcı olmamalı. Gelin bu tabloyu yaratan sebep-sonuç ilişkilerine birlikte bakalım.
Gazetecilerin Podcast Ekosistemindeki Finansal Sürdürülebilirlik Sorunu
Türkiye’de podcast haberciliği henüz bir uzmanlık alanı-branş olarak kabul görmemekte, haber merkezlerinin istihdam kadrolarında bu ve benzeri yeteneklerdeki gazetecilerin varlığına henüz ihtiyaç duyulmamakta. 2018 yılından bugüne Türkiye Gazeteciler Sendikası da dahil olmak üzere 30 farklı kurumla “Gazeteciler İçin Podcast Atölyesi“ düzenlemekte olan bir eğitmen olarak bu benim sıklıkla çözümünü aradığım bir sorun. Son 6 sene içinde, 14 farklı şehirde yaklaşık 1.500 gazeteci ile yürüttüğümüz bu eğitimlerden sonra sektörde “Podcaster / Gazeteci” olarak kendini konumlayan veya konumlamaya çalışan gazetecilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek düzeyde.
Türkiye’deki gazetecilerin alana ilgisi olmakla birlikte, finansal sürdürülebilirliğin sağlanamaması formatın önündeki en büyük engel olarak kendini göstermekte. Buna; düzensiz fon dağılımı ve fon veren tarafından denetlenmeyen içeriklerdeki kalite akışının da olumsuz etkileri olduğunu eklemek gerekiyor. Kariyerinin belirli bir noktasında olan bağımsız bir gazetecinin, yeni bir format özelinde deneme-yanılma yoluyla geleneksel medyadaki kitlesini koruması, bu kitleye kendi haber ağı ve akışı içinde yer verebilmesi oldukça zor ve zorlayıcı geliyor.
Prodüksiyon maliyetlerinin video haberciliğe oranla sıfıra yakın olması bile, gazetecilerin podcast içerikleri üreterek kendilerini konumlayabilecek olmalarına yönelik inancı sağlamlaştırmaya yetmiyor. Buna yabancı dil (özellikle İngilizce) bilme ve kullanabilme oranlarının da düşüklüğü ve bu sebeple global (özellikle ABD ve İngiltere) haber podcast’lerinin de takip edilemiyor olması önemli bir sebep olarak duruyor.
Podcast’in konvansiyonel medya alışkanlıkları ile entegre edilemeyeceğini, kitlesinin buna hazır olmadığını ve Türkiye’de yeteri kadar podcast dinleyicisi olmadığını düşünmek de bu sebepler arasında gösterilebilir.
Glokal Bir Podcast Gazetecisi: Beril Eski
Beril, Amerika ve Türkiye’de çok dinlenen podcast programlarında farklı pozisyonlarda çalışmış ve içerik üretmiş bir gazeteci. Her iki ülkenin de podcast prodüksiyon süreçlerini en yakından deneyimleyen birkaç isimden birisi. Kendisi ile önceki sohbetlerimde iki ülke arasında podcast içeriği üretirken yaşadığı en büyük farklılığı ekiplerin gazeteciye olan prodüksiyon desteği, hukuki destek ve içerik yayına alınmadan yapılan editoryal konuşmalar-tartışmalar olarak belirtmişti.
Türkiye’de Konuşulmayanların Konuşulduğu Bir Platform: Podcast
Podcast haberciliği, Türkiye’de büyümeye çok açık bir alan ve potansiyeli çok yüksek. Dinleyicilerin podcast içeriğini gözünde canlandırabilmesi için hazırlanan içeriğe de gazetecinin bu gözle bakması gerekiyor. Bu da gazetecinin farklı haber reflekslerini kullanabilmesine olanak sağlıyor.
Oluşturduğumuz podcast içerikleri ile ilgili yasal regülasyonlar Türkiye’de henüz çok sıkı değil ama buna yayın yapılan kurumun dikkat etmesi ve kriz anında (bknz. NYT – Caliphate Podcast vakası) karar verebiliyor olması gerekiyor. Sansür ve yasak mekanizmaları, podcast’in yaygın olmaması sebebiyle henüz gözlerini üzerine diktiği bir format değil. Bu alternatif duruşu sebebiyle sadece gazetecilik alanında da değil; cinsellik vb. Türkiye’de tabu olarak kabul gören konuların da rahatlıkla konuşulabildiği bir alan podcast yayıncılığı.
Türkiye’de de podcast haberciliği yapan ve deneyen basın mecraları var ancak bunlar genelde günlük haber bülteni formatında. Buna karşın araştırmacı gazetecilik özelinde podcast serilerini henüz göremiyoruz. Kısa Dalga bunu yapmaya çalışıyor ve gazetecilik iddiası olmayan bazı yayıncılar deniyor ama oturmuş bir yaklaşım henüz söz konusu değil.
Bizler Türkiye’de gazetecilik içeriklerini sunarken estetik olarak çok zayıfız ve dünyanın oldukça gerisindeyiz.
Podcast de gazeteci ve prodüktör olarak zevklerinizi ve estetik yaklaşımınızı birleştirebildiğiniz bir platform. Mesela Türkiye’de iyi hazırlanılmış bir podcast röportajında kötü seçilen ve içeriği bastıran müziklerin o içerik serilerinin dinlenme deneyimi açısından ne kadar kötü sonuçlanabileceğinin örneklerini gördük.
Yine aynı şekilde Türkiye’deki podcast gazeteciliğinin gelişmemesindeki sorunlara sebep olarak müziksizlik, kötü hazırlanan podcast kapak görselleri gibi bir liste çıkartılabilir. Bence bir podcast içeriğinin dinlenmesindeki en önemli etken kapak görseli ve yayınlanacak podcast programının isim seçimi.
Türkiye’de haber podcast yayıncılığı şu anda günlük bültenler özelinde yoğun olarak devam ediyor. Radyo yayıncılığı döneminden gelen alışkanlıklar ve içerik derleme deneyimi nedeniyle hızlıca kabul gören bu format dinleyiciler tarafından da kabul görmüş durumda. Bu alanda en yoğun içerik üreten üç haber merkezi ise şu şekilde; Medyascope, Kısa Dalga ve Aposto.
Türkiye’nin en büyük dijital habercilik kuruluşlarından olan Medyascope bu noktada podcast istihdamı, teknik altyapı ve personel yatırımları ile alanda gösterilebilecek en iyi örnek olarak göze çarpıyor. Toplamda yayınladığı 6.000 bölümlük podcast arşivi, günlük yayınlanan sabah haber bültenleri ile podcast ekosistemindeki günlük haber akışı ihtiyacının önemli bir bölümü istatistiksel olarak karşılıyor. Buna rağmen özel podcast serileri, araştırmacı gazetecilik üzerinden kurgulanmış podcast’lere henüz yer vermiyor.
Gazeteci Kemal Göktaş tarafından kurulan ve ilk dönemlerinde sadece Podcast Haberciliği dikeyine odaklanan Kısa Dalga örneği de Türkiye’deki podcast haberciliği için bir okul ve gelir merkezi konumunda. Bağımsız gazetecilerin üretttikleri podcast içeriği üzerinden finansal destek elde edebildikleri ilk örnek olan Kısa Dalga; Gazeteci Demet Bilge Erkasap editörlüğünde günlük podcast haber bültenleri sunmaya devam ediyor. Kısa Dalga podcast ağı tarafından, kurulduğu günden itibaren 1.817 adet podcast haber programı yayınlanmıştır.
Podcast haberciliğinde gazetecilik standartlarından bahsedebilmek, gelir modellerini gazeteciler için iyileştirebilmek ve bu formatın dünyada gördüğü ilginin Türkiye’de de tekrar edebileceğini anlatabilmek için yapılması gereken en önemli şey podcast dinlemek. Amerika’da, İngiltere’de yayınlanan ve milyonlarca dinleyici kitlesine ulaşıp, onlarca editör, ses tasarımcısı, avukat ve gazetecinin birlikte çalışabildiği ve gelir elde edebildiği örnekleri dinleyip inceleyebilmek birinci koşulumuz olmalı. Bunu başaramadığımız, podcast’i gerçekten içselleştirmediğimiz durumda da tıpkı şu anda olduğu gibi olayı sadece “telif gelirine” indirger, kendimizin bile dinlemek istemeyeceği podcast çıktılarına imza atarız.
Umarım 2024; özellikle araştırmacı gazetecilik alanında podcast çıktıları ile karşılaşmaya başladığımız, yerel ve global haber kurumlarının iş birlikleri gerçekleştirdiği ve gazetecilerin bu alanın “çalışılabilir” bir alan olduğunu kabullendiği bir yıl olur.
Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ile nitelikli gazeteciliğin geleceği üzerine güncel ve önemli konuları ele alan bir diyalog platformu olan IPI podcast serisi “IPI Özgür Sohbetler: Türkiye” bölümlerine buradan ulaşabilirsiniz.