Gazeteciler, medya yöneticileri ve editörler için küresel bir basın özgürlüğü ağı olan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), bugün gazeteci Sinan Aygül’ün Bitlis’teki bir cinsel taciz vakasına ilişkin haberi nedeniyle tutuklanmasını kınadı. IPI olarak, Türk yetkilileri Aygül’ü gecikmeden serbest bırakmaya çağırıyoruz.

Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, gazeteci Sinan Aygül, 13 Aralık’ta Bitlis’in Tatvan ilçesinde 14 yaşındaki bir kız çocuğunun üç polis memuru ve bir subay tarafından cinsel tacize maruz bırakıldığı iddiasını raporladı. Daha sonra Aygül, Bitlis Valisi Oktay Çağatay’ın kendisini arayarak haberindeki şüpheliler ile ilgili bilginin yanlış olduğuna yönelik ulaştığını belirtti. Bunun üzerine Twitter hesabından bir paylaşım daha yapan Aygün, yer verdiği bilgileri teyit ederek haberleştirmeye çalışmasına karşın haber içerisinde yanlış bilgilere yer vermiş olabileceğini belirterek düzeltme yaptığını ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebileceği gerekçesiyle kamuoyundan özür diledi.

Aygün 14 Aralık’ta düzeltme yaptığı habere ilişkin “alenen halkı yanıltıcı bilgi yaymak” iddiasıyla gözaltına alındı ve aynı gün içerisinde çıkarıldığı mahkemece aynı suçlamayla tutuklandı.

IPI Türkiye Programı Koordinatörü Renan Akyavaş, Aygül’ün tutuklanmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Gazeteci Sinan Aygül’ün yanlış bilgi içerebileceği sebebiyle hızlı bir şekilde düzeltme yayınladığı ve özür dilediği habere ilişkin tutuklanması büyük endişe yaratmaktadır. Bu davadaki suçlamalar ve tutuklama kararı keyfi ve orantısızdır. İdari ve adli makamların gazetecileri korkutma amaçlı güç kullanımının sona ermesini ve Aygül’ün derhal serbest bırakılmasını istiyoruz,” ifadelerini kullandı.

Aygül tutuklanması, çevrimiçi ve çevrimdışı bilgi akışını kontrol etmeyi amaçlayan dezenformasyon yasasının geçtiğimiz Ekim ayında meclisten geçtiği ve cinsel taciz haberlerinin Türkiye kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olduğu bir dönemde geldi. Bu bağlamda, Türkiye’de bağımsız gazetecilerin tutuklanması, yalnızca  hükümetin kamusal haber alanını ve eleştirel haberciliği daraltma çabasına yönelik endişeleri artırmaktadır.